Chronicler şunu yazdı: İsrail karşıtı Yahudiler
Yahudiler İsrail’in karşısında
tarihçi
İsrail’in yıllardır Filistin’e yönelik izlediği politikalar çoğunlukla iç kamuoyu tarafından destekleniyor. Ancak önemli sayıda insan bu politikalara karşı çıkıyor. Üstelik bu karşıtlığın uzun bir geçmişi var.
‘Allah’a karşı küstahlığa’ eleştiri
“Ortodoks Yahudiler” olarak da adlandırılan İsrailli olmayan Yahudiler, 1800’lü yılların son çeyreğinden itibaren ortaya çıkan Filistin’e göç politikalarına karşı çıkmaya başladılar. Theodor Herzl’in liderliğini yaptığı çevrelerde alınan siyasi kararlar muhafazakar Yahudileri rahatsız etti. “Filistin’e zorla yerleşmenin ilahi iradeye aykırı olduğuna ve İsrail topraklarının Yahudilere geri verilmesinin self-determinasyonla değil, ancak Mesih’in gelişiyle gerçekleşeceğine” inanan Yahudilere göre, göç planı “Tanrı’ya karşı küstah bir hakaretti”. Bu gruplar Kudüs konusunda o kadar hassas davrandılar ki, “Eski Şehir”i rahatsız etmemek ve çevresinde kalabalık oluşturmamak için şehrin kenar mahallelerine yerleştiler.
Osmanlı politikalarını desteklediler
Tam tersine Yahudi grubu ilk kolektif eylemini Filistin’e göçlerde gösterdi. O dönemde Osmanlı toprağı olan Filistin’e Yahudi göçünün örgütlenmesine ve yerel Müslüman halkın zorla yerinden edilerek bölgeye yerleşmesine karşı kitlesel eylemlere katılan bir grup Yahudi, aynı zamanda Osmanlı topraklarına da yardım etmiştir. Benzer politikalara sahip Osmanlı yönetimi. Bu grup öncelikle gelenlerin çoğunun dindar olmadığını belirterek, “laik kalabalığın” kutsal toprakların maneviyatını bozacağından endişe duyduklarını dile getirdi. Bu niyetle bölgede yeni açılan muhaceret bürolarını hedef aldılar, büroları yıktılar, kitapları yok ettiler.
Bölgenin farklı kazalarında kaymakamlık yapan eski Osmanlı Vekili Yusuf el-Halidi, göçe karşı çıkan Yahudilerle birlikte hazırlayıp Theodor Herzl’e gönderdiği mektupta şunları yazıyordu: “Filistin rahat bırakılmalı.” açıklamasında yer aldı. Yafa’da yayınlanmaya başlayan “Filistin” gazetesinde göç politikalarının arka planında yer alan bir makalede “Korkmayın! Seni huzur içinde yutacağız.” Görüşünün olduğu belirtildi.
Göçmenlik karşıtı gazeteci Jacob Israel, İsrail yanlısı destekçiler tarafından öldürüldü
Yine Maruni Hıristiyanlar, Filistin göçünü organize eden Avrupa’daki halka ulaşarak, bölgede yeni bir ülke kurma çabalarının huzursuzluk yaratacağı yönünde görüş bildirdiler. Ayrıca bölgedeki bazı İngiliz yöneticiler, göçü organize eden veya bizzat gelip yerleşen bazı öncü şahsiyetlerin “kibirli, kibirli ve kışkırtıcı” tutumlarının sorunlara yol açabileceği konusunda uyarmıştı. Avukat ve gazeteci Jacob Israel, Yahudi yerleşimine muhalefetinin bedelini hayatıyla ödedi. Bu görüşleri İsrail Devleti’nin kurulmasından önce faaliyet gösteren paramiliter örgüt Hanagah’ta tepki uyandırmış, ardından kendisine suikast kararı verilmişti.
İbrani Üniversitesi Rektörü: “Araplarla sürekli savaşmak zorunda kalacağız”
İsrail devletinin kurulmasının ardından ortaya çıkan tepkilerin en çarpıcılarından biri Kudüs İbrani Üniversitesi Rektörü Judah Magnes’ten geldi. Magnes, İsrail devletinin kurulmasına açıkça karşı çıkmasa da mevcut anlayışın uzun vadede sorunlara yol açacağını belirterek, “Arap dünyasıyla kalıcı bir savaş durumuna yol açacaktır.” O uyarmıştı.
Filistin Hükümeti’ndeki Yahudi danışman
Komünizm hareketinde önemli bir yere sahip olan Polonyalı tarihçi ve yazar Isaac Deutscher, başlangıçta göçü savunmuş ancak daha sonra fikrini değiştirmiştir. Ölümünden birkaç ay önce çıkan 1967 savaşıyla ilgili ise şu açıklamayı yaptı: “Gelişmeler İsrail için felakete dönüşecek.” İsrail’i kınayan bir diğer isim ise Filistin Kurtuluş Örgütü Başkanı Yaser Arafat’ın hükümetinde “Yahudi İşlerinden Sorumlu Danışman” olarak görev yapan Haham Moşe Hirsch’ti.
İsrail bayrağını yakan Yahudiler
İsrail’e yönelik eleştirel yaklaşımlar bugün de varlığını sürdürüyor. Bölgeye ilişkin ABD’li Haham Israel David Weiss, “Bizim istediğimiz 67 sınırına çekilmek değil. “Filistinliler kayıtsız şartsız geri dönebilir ve biz de onlarla birlikte yaşayabiliriz.” Görüşleriyle tanınır. “Neturei Karta” adlı örgütün üyeleri Londra, Brooklyn ve Kudüs’te düzenledikleri protesto gösterilerinde sıklıkla İsrail bayrakları yakıyor. Öte yandan Yaser Arafat vefat ettiğinde cenaze törenine Ortodoks Yahudi kuruluşlarından temsilciler de katıldı.